Katlanarak artan çevresel kaygılar, sürdürülebilir tedarikçi yönetiminin bir tercih değil; gereklilik olduğunu gözler önüne seriyor. Sürdürülebilir yöntemler tedarik zincirlerinin çevreye etkilerini önemli ölçüde azaltırken, güvenilirlik ve kârlılık noktasında ise artı değer sağlıyor. Tedarik süreçlerimiz boyunca gözettiğimiz sürdürülebilirlik koşuluyla, Enerjisa Üretim olarak paydaşlarımızla olan iş birliklerimizde de yarınları düşünerek hareket ediyoruz!
Teknoloji gelişiyor, nüfus hızla artış gösteriyor ve yorgun dünyamız pek çok farklı şekilde bizleri acil önlemler almaya davet ediyor. Yenilenemeyen enerji kaynaklarının tükenme riskinden hızla müdahale edilmesi gereken karbon salınımı aktivitelerine kadar onlarca sorun hala çözüm bekliyor. İşte tam olarak bu nedenle, ileriki nesiller için daha yaşanabilir bir gelecek yaratmak bireylerden işletmelere, hatta hükümetlere kadar, toplumun tüm kademelerini ilgilendiren kritik bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
Günümüzde işletmeler, kendi içindeki ya da tedarikçilerine ait operasyonların çevresel ve sosyal sonuçlarından daha fazla sorumlu tutuluyor. Öte yandan iş dünyasındaki zorlu rekabet ortamı da sürdürülebilir tedarik zinciri operasyonlarını öncelikli bir ihtiyaç kılıyor. Şimdi gelin; doğaya, insana ve iş dünyasının geleceğine yönelik yol gösterici bir keşif yolculuğuna çıkalım. Birazdan tedarik zinciri ne demek sorusunun yanıtı ile başlayarak, sürdürülebilir bir tedarik zinciri yaratmanın olmazsa olmaz ilkelerine değiniyor olacağız. Öyleyse hemen başlayalım!
1. Tedarik Zinciri Nedir? Ne Anlama Gelir?
Tedarik zinciri, bir ürünün ham madde temini aşamasından son kullanıcıya ulaşmasına kadar yürütülen faaliyet, kaynak kullanımı ve bilgi akışı adımlarının tümünü kapsayan süreci ifade ediyor. Bu bağlamda ürün geliştirme, pazarlama, dağıtım, finans ve müşteri hizmetlerinin tamamı tedarik zincirinin bileşenleri olarak kabul ediliyor. Lojistik ve tedarik zinciri yönetiminin etkin şekilde yönetilmesi sayesinde daha düşük maliyetlerle daha güçlü bir üretim döngüsü sağlanabiliyor.
2. Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir? Neleri Kapsar?
Tedarik zinciri yönetimi, bir ürünün son müşteriye ulaştırılma sürecinde yer alan tedarikçi, üretici, dağıtıcı, perakendeci ve müşteri arasında gerçekleşen tüm faaliyetlerin koordine edilmesi anlamına geliyor. Verimli ve etkin tedarik zinciri yönetimi, işletmelere ve hatta ülkelere pek çok stratejik avantaj sağlıyor. Bu kapsamlı faaliyet zinciri, ham maddeden tüketiciye ve hatta kullanım sonrası atıkların toplanmasına kadar tüm aşamalarıyla detaylı olarak planlanıyor. Böylelikle zamandan ve maliyetten kayda değer bir tasarruf sağlanabiliyor.
3. Geleneksel Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir, Nasıl İşler?
Geleneksel tedarik zinciri yönetimi tedarik, üretim, dağıtım ve tüketici arasındaki temel süreci tanımlıyor. Tedarik zinciri yönetiminin tarihsel gelişiminde geçmişe bakıldığında, yalnızca maliyet, zaman ve kalite kriterlerinin göz önünde bulundurulduğu görülüyor. Fakat günümüzde son tüketicinin artan çevresel kaygıları ve güçleşen rekabet koşulları nedeniyle, yalnızca bu yöntemlerle hedeflenen sonuçları almak mümkün olmuyor. Sürdürülebilir tedarik zinciri örnekleri de işte tam olarak bu noktada önem kazanıyor.
4. Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir, Nasıl İşler?
Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi, ham madde temininden son tüketicinin atık yönetimine kadar her adımda çevresel etkileri azaltmayı hedefleyen bir metodoloji olarak karşımıza çıkıyor. Bu yöntemle aynı zamanda, tedarik zincirinin kâr potansiyelinin azami ölçüde artırılması da amaçlanıyor.
Doğanın uyarılarını dikkate alan son tüketiciler, artık çevreye saygılı ürünler ve hizmetler alma noktasında daha dikkatli davranıyor. Öte yandan hükümetler de birbiri ardına geniş kapsamlı sürdürülebilirlik ve çevre politikaları açıklıyor. Çağın ihtiyaçlarına göre aksiyon alma konusunda en çok da alanındaki öncü şirketler çevik davranıyor. Sürdürülebilir tedarik zincirlerinin ulusal, sosyal ve kurumsal faydaları ise bu noktada daha fazla açığa çıkıyor.
Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetiminde işletmelerin, dahili süreçleri kadar tedarikçilerine ait operasyonların da çevresel, sosyal ve ekonomik sonuçlarını göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Bu doğrultuda, kapsamı oldukça geniş bir tedarik zinciri ve lojistik yönetimi sistemine ihtiyaç doğuyor. Buradan da anlaşılacağı üzere, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi tıpkı kelebek etkisi misali büyüyor. Bir şirketin A’dan Z’ye sürdürülebilir tedarikçi yönetimini benimsemesi için aşağıdaki tüm adımları dikkate alması gerekiyor:
- Sürdürülebilir Ham Madde Tedariki: Sürdürülebilir tedarik, tedarik zinciri eğitimi ve uygulamasının ilk adımı olarak tanımlanıyor. Bu aşamada satın alınan ham maddelerin çevre dostu yöntemlerle tedarik edilmesi, böylece tehlikeli madde ve atıkların azaltılması amaçlanıyor.
- Sürdürülebilir Dağıtım ve Depolama: Ulaşım, depolama, paketleme ve envanter kontrolünün de en az olumsuz çevresel etkiyle gerçekleştirilmesi, “geleneksel tedarik zinciri yönetimi” ve “sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi” arasındaki temel farkı oluşturuyor. Sürdürülebilir dünya da dağıtımın tüm bu bileşenleri, sürdürülebilir tedarikçi yönetimi (STY) konusunda kritik rol oynuyor.
- Sürdürülebilir Üretim: Ürünlerin yaşam döngüleri boyunca olumsuz çevresel etkilerini minimuma indirmeyi hedefleyen sürdürülebilir üretim de bu sürecin bir diğer önemli unsuru olarak karşımıza çıkıyor.
- Geri Dönüşüm (Tersine Lojistik): Geleneksel lojistik kavramının tersi olarak tanımlanan ters lojistik aşamasında, ömrü biten ürünlerin geri dönüşüm ya da yeniden üretimi için tüketim noktasından taşınması adımları planlanıyor.
5. Tedarik Zincirinde Sürdürülebilirliğin Önemi Nedir?
Kurumların sürdürülebilirlik sürecine adım atmasını destekleyen pek çok farklı motivasyon kaynağı olabiliyor. Şirketlerin stratejik önceliklerinden global pazarda yakalamak istediği aktifliğe kadar birçok farklı etken, bu sürecin gidişatında etkili oluyor. Diğer taraftan işletmenin faaliyet gösterdiği bölgedeki hükümet politikaları da satın alma ve tedarik zinciri yönetimini doğrudan etkileyebiliyor. Tüm bunların ışığında, tedarik zinciri yönetiminde sürdürülebilirliği önemli kılan faktörleri kısaca şu şekilde sıralamak mümkün:
- Doğal kaynakların tükenme tehlikesi ve çevre kirliliğine karşı acil önlem alınması gerekliliği
- Tüketicilerin çevresel farkındalığı yüksek işletmeleri tercih etme eğilimi
- Çevreyi korumaya yönelik kanun ve mevzuatların değişmesiyle işletmelerin ağır yaptırımlara maruz kalması riski
- Sürdürülebilirlik yaklaşımının sunduğu verim artışı
- Sürdürülebilir tedarikçi zinciri yaklaşımını benimseyen global işletmelerin tedarikçi ve ortaklarından da aynı yaklaşımı beklemesi
- Tersine lojistik faaliyetleri ile ham madde girdi maliyetlerinin azalması
- Sürdürülebilir tedarikçi yönetiminin sağladığı performans ve maliyet avantajları
6. Enerjisa Üretimin Sürdürülebilir Tedarik İlkeleri Nelerdir?
Enerjisa Üretim olarak gelecek nesillere daha iyi bir geleceği miras bırakmak umuduyla sürdürülebilirliği daima ön planda tutuyoruz! Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve ülkemizin stratejik hedeflerine hizmet eden sürdürülebilirlik vizyonumuzla, tedarikçilerimiz ve tüm paydaşlarımızla hem şeffaf ve güvenilir hem de çevre ve insan odaklı iş birlikleri kuruyoruz. Sürdürülebilir tedarik ilkelerimizin neleri kapsadığını sayfanın hemen devamında tüm detaylarıyla görebilirsiniz.
6.1. Etik İlkesi
Tüm paydaş ve tedarikçilerimizin etik ilkelerimize noksansız şekilde uymasını bekliyoruz. Müzakereye açık olmayan asgari ilkelerimiz doğrultusunda aşağıdaki tüm hususların dikkate alınmasına büyük bir önem veriyoruz:
- Finansal ve şirket sırrı niteliği başta olmak üzere, şirketimize ait çalışmaların hiçbir şekilde üçüncü kişilerle paylaşılmaması
- Tedarikçilerimizin veri güvenliği noktasında Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)’na uygun şekilde hareket etmesi
- Öncelikli ilkelerimizden biri olan rekabate tam uyum sağlama anlayışımız gereğince, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a uygun hareket edilmesi
- Uluslararası normlar ve ulusal mevzuatlarla uyum şekilde çalışılması
- Çıkar çatışması yaratabilecek aksiyonlardan kaçınılması
- Çalışmaların şeffaf şekilde yürütülmesi ve bu mekanizmanın kontrolü için uygun sistem ve kontrol mekanizmalarının kullanılması
- Hiçbir koşul altında 18 yaş altı personel çalıştırılmaması
- Enerjisa Üretim çalışanlarının, ticari iş ilişkisi içerisinde bulunduğumuz tedarikçi ve iş paydaşlarından hediye kabul etmemesi.
6.2. İnsana Değer ve Eşitlik İlkesi
Enerjisa Üretim olarak çalışma ortamında kapsayıcılık ve çeşitliliğin ön planda tutulmasına önem veriyoruz. Bu bağlamda cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, din, ırk, mezhep, sosyal statü, fiziksel yapı, etnik köken, siyasi görüş, hamilelik veya farklı bir nedene bağlı olarak yapılan her türlü ayrımcılığın karşısında duruyoruz. Ayrıca çalışanların tüm yasal haklarına saygı gösterilmesini talep ediyoruz.
6.3. Çevre İlkesi
Enerjisa Üretim olarak tedarikçilerimizin hava emisyonları, atıklar, atık su ve kimyasal maddelerle ilgili tüm kanunlara eksiksiz biçimde uyum sağlaması şartını arıyoruz. Çevre riski doğurabilecek durumlarda tedarikçilerimizin bizimle ya da yetkili kurumlarla iletişime geçmesini talep ediyoruz.
6.4. İş Sağlığı ve Güvenliği İlkesi
İş sağlığı ve güvenliği kültürümüzü işimizin doğal bir parçası olarak görüyor ve sürekli olarak geliştirmeyi hedefliyoruz. Ekip arkadaşlarımızın sağlık bütünlüğünü bozabilecek tüm riskleri önceden tespit ederek gerekli önlemleri alıyoruz. Tedarikçi ve paydaşlarımızın da aşağıdaki kurallara her zaman eksiksiz şekilde uymasını bekliyoruz:
- Enerjisa Üretim’e ait iş yerlerinde çalışanlara ihtiyaç duyacakları tüm kişisel donanımların eksiksiz şekilde sunulması ve çalışanların bu donanımları noksansız olarak kullanması
- Tüm çalışmaların öncesinde yapılacak işe özgü risk değerlendirmesi yapılması
- Yüksekte çalışacak personellerin gerekli eğitimleri almış olması ve düşme riskine karşı tüm önlemleri alarak işe başlaması
- Trafik ve araç kullanımında gerekli tüm kurallara eksiksiz uyulması
- Etiketle, Kilitle, Emniyete Al, Dene (EKED) sisteminin gerekli eğitimleri alan çalışanlar tarafından eksiksiz şekilde uygulanması
7. Sürdürülebilir Tedarikçi Yönetiminin Faydaları Nelerdir?
Tedarik zincirinde sürdürülebilirlik hem toplum hem de işletmeler için kısa ve uzun vadeli pek çok avantaj sağlıyor. Esasında tüketicilerin çevreye duyarlı ürünler hakkında değişen beklentileri dahi tek başına yeterli bir etken! Bununla birlikte diğer bazı detaylar da sürdürülebilir tedarik zincirine geçiş noktasında kamçı etkisi yaratıyor. Sürdürülebilir tedarikçi yönetiminin farklı alanlarda sağladığı tüm avantajlar, hemen alt satırda:
7.1. Sürdürülebilir Tedarikçi Yönetiminin Çevresel Faydaları
- Tedarik zinciri boyunca tehlikeli kimyasal, emisyonlar ve katı atıklar benzeri israfların azaltılması ve önlenmesi
- Yeşil ürün tasarımı sayesinde daha çevre dostu çıktılar elde edilmesi
- Sürdürülebilir kaynak kullanımı, geri dönüşüm ve yeniden üretim faaliyetleri sayesinde ham madde kullanımında farklı olanaklar yakalanması
7.2. Sürdürülebilir Tedarikçi Yönetiminin Sosyal Faydaları
- Sosyal sürdürülebilirliğin artışı ve bu sayede mevcut ve gelecek nesillerin refah düzeyinin artması
- Sürdürülebilir iç politikaların geliştirilmesi, tedarikçi ilişkileri ve işbirliklerinin bir sistem dahilinde yürütülmesi
- Tedarikçilerle şeffaf ve ölçülebilir bir süreç yönetimi sağlanması sonucunda, her alanda profesyonel ve etik bir çalışma sistemi kurgulanması
- Küresel ve ulusal bazda daha güçlü bir marka imajı yakalanması
7.3. Sürdürülebilir Tedarikçi Yönetiminin Kurumlara Faydaları
- Kesintisiz ve daha verimli üretim süreçleri yaratılması
- Daha düşük maliyetle daha yüksek performans sağlanabilmesi
- Global düzeyde sürdürülebilirlikle alakalı düzenleme ve ilkelere uyum sağlanabilmesi
- Sektörel rekabet avantajı yakalanması
- Müşteri memnuniyetinde ve ürün kalitesinde artış görülmesiyle daha sadık bir kullanıcı kitlesi edinme olanağı
7.4. Sürdürülebilir Tedarikçi Yönetiminin Ekonomiye Faydaları
- İş güvenliği ve çalışan refahını ön planda tutan sistemler sayesinde sağlık ve güvenlik maliyetlerinin düşürülmesi
- Piyasa beklentisinin daha iyi ölçümlenmesi neticesinde gereksiz depo ve stok maliyetlerinin azaltılması
- Çalışma şartlarında iyileşme ve buna bağlı olarak iş gücü sirkülasyonunda azalma
- Tedarikçilerde güven sağlanması neticesinde pazar payının artırılabilmesi
Unutmayın, gelecek beklemez. Hem evlerinizde hem de çalıştığınız kurumlarda daha sürdürülebilir koşullar yaratmak için siz de ilk adımınızı hemen şimdi atın!