Arkun Barajı Yaban Hayatı Projesi İle 16 Yıldır Bölgede Sürdürülebilirliğe Katkı Sağlıyoruz
Enerjisa Üretim olarak T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü iş birliğiyle Erzurum-Artvin il sınırındaki hidroelektrik santrali (HES) bölgesinde yürüttüğümüz Arkun Barajı Yaban Hayatı Projesi, 16’ncı yılına adım attı! Arkun Barajı ve HES çevresindeki zengin biyoçeşitliliğin korunmasına destek olmak adına hayata geçirdiğimiz projeyle, bölgedeki doğal ekosistemin sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlıyoruz.
Akarsular geçmişte olduğu gibi günümüzde de insan yaşamı için başlıca önemli kaynaklardan biri! Tarihi kayıtlar, değişen yaşam koşullarına paralel olarak insanoğlunun akarsulardan faydalanma şeklinin de değişim gösterdiğini ortaya koyuyor. İlkel insanların içme suyu ihtiyaçlarını daha kolay bir şekilde karşılayabilmek adına akarsulara yakın mağaralarda barınmayı tercih ettikleri biliniyor. Modern dünyada ise akarsulardan yalnızca içme suyu için değil, tarımsal faaliyetler ve enerji üretimi gibi pek çok ihtiyaç için de faydalanılıyor.
Doğanın itici gücü olan suyu insan yaşamı için sürekli kullanılabilir hale getirmeyi amaçlayan barajlar, beşeri olduğu kadar doğal ekosistemin de önemli bir parçası! Canlı yaşamının devamı için en temel gereklilik olan su yönünden zengin olan barajların çevresi, çok sayıda bitki ve hayvan çeşidine ev sahipliği yapıyor.
Şu da bir gerçek ki, barajların ekosistemdeki dengeyi olumsuz etkilememesi için hem insanlara hem de enerji üretim şirketlerine büyük görevler düşüyor. Bu doğrultuda Enerjisa Üretim olarak, Türkiye’nin en zengin doğal çeşitliliğe sahip bölgelerinden olan Çoruh Nehri üzerindeki Arkun Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES) ile sadece bölgenin enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamakla kalmıyor. HES havzası ve çevresinde yürüttüğü “Arkun Barajı Yaban Hayatı Projesi” ile aynı zamanda bölgenin ekosisteminin desteklenmesine de önemli katkılar sağlıyor.
1. Nehir Ekosistemleri Doğal Yaşam için Neden Önemli?
Nehir ekosistemleri birbiriyle bağlı çok sayıda yaşam formunu içeriyor. Farklı kök özellikleri geliştiren nehir ağaç ve bitkileri, kıyı erozyonunu önlemek ve sudaki yaşamın devamlılığını sağlamak için gerekli olan gölgelik alanları oluşturmak gibi koruyucu roller üstleniyor. Birbiriyle yakın ilişki halinde bulunan bu yaşam formlarının doğal döngüsünü sürdürebilmesi için nehir ekosistemlerinin titizlikle korunması gerekiyor.
İklim değişikliği sebebiyle pek çok tabiat unsuru gibi nehir ekosistemleri de çeşitli zorluklara maruz kalıyor. Yalnızca belirli ülkeleri değil tüm dünyayı ilgilendiren bu konuyla ilişkili olarak Birleşmiş Milletler (BM), “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları - 15 (SKA 15)” genel çerçevesinde ülkelere belirli önlemler alması için bir yol haritası sunuyor.
BM tarafından hazırlanan SKA manifestolarının “Amaç 15: Karasal Yaşam” adlı başlığı, biyoçeşitliliğin korunması ve çölleşme ile ormansızlaşmanın durdurulmasına yönelik bir hedefler bütünü ortaya koyuyor. Bu kapsamda yürütülen çalışmalarla ekosistemin doğal dengesinin yeniden sağlanması amaçlanıyor. Nehir havzalarının barındırdığı zengin canlı çeşitliliği ise bu alanların korunması için atılacak somut adımların ne denli kritik olduğunu açıkça gözler önüne seriyor.
2. Nehir Ekosistemlerini Tehdit Eden Unsurlar Neler?
Karadaki ve sudaki canlıların birbiriyle uyum içerisinde yaşam sürdüğü nehir ekosistemleri, herhangi bir dış etki bulunmadığı takdirde kendisini koruyabiliyor. Fakat ne yazık ki günümüzde beşeri ve çevresel bazı sorunlar nehir ekosistemlerinin kırılgan düzenini tehdit ediyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği bünyesinde hazırlanan Sürdürülebilir Su Yönetiminde Nehir Kirliliği Üzerine Bir Çalışma isimli araştırmada, nehir sularında kirliliğe yol açan en önemli unsurlar şu şekilde belirtiliyor:
- Kanalizasyon suları
- Fabrika atıkları
- Yüzey akışlarıyla taşınan materyaller
- Tarımsal faaliyetler
Bu kirlilik, nihayetinde nehir ekosisteminin tamamı için olumsuz sonuçlar doğuruyor.
3. HES Bölgelerindeki Biyoçeşitlilik için Hangi Adımları Atıyoruz?
Yürüttüğümüz tüm enerji projelerinde sürdürülebilirlik ilkesiyle hareket ederek, santral bölgelerimizde başta olmak üzere Türkiye genelinde doğal yaşamın korunmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda pek çok sosyal sorumluluk projesi yürütüyoruz. Bunlar arasında en çok öne çıkanlardan biri de, BM’nin Türkiye’ye yönelik SKA 15 hedefleri doğrultusunda sürdürülen Arkun Barajı Yaban Hayatı Projesi! Ülkemizin kuzey havzasında yürüttüğümüz bu projeyle, Türkiye enerji sektöründe çevresel sorumluluk açısından büyük ölçekte bir çalışmaya imza atıyoruz.
Enerjisa Üretim’in Erzurum-Artvin il sınırında bulunan Arkun Barajı ve Hidroelektrik Santrali, Türkiye’nin biyoçeşitlilik açısından en önemli doğal alanlarından olan Çoruh Nehri üzerinde bulunuyor.
Arkun Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin kurulumundan önce başlayan ve 2009 yılından beri sürdürülmekte olan Arkun Barajı Yaban Hayatı Projesi, pek çok bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapan Arkun bölgesindeki doğal yaşamın korunmasına ve gelişmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. T.C. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) ile birlikte yürütülen proje kapsamında, bölgede nesli tükenmekte olan yaban hayvanları başta olmak üzere kuş türleri ve bitki çeşitleri izlenerek kayıt altına alınıyor. Bu projeyle, yaban keçisi ve çengel boynuzlu dağ keçisi türlerinin değişimine ilişkin bilgilerin, çiftleşme ve doğum yapma dönemlerinin ve bölgelerinin, göç edip etmediklerinin, besin gruplarının, göl alanından geçip geçmediklerinin, yol haritalarının, yuvalarının, mevsimsel-aylık alan kullanımlarının CBS gibi araçlarla ortaya konması planlanmaktadır. Bununla beraber yapılan alan gözlemleriyle YHGS’nin biyolojik çeşitliliğine dair bir bilgi bankası oluşturulmaktadır
4. Arkun Barajı Yaban Hayatı Projesi Bölgedeki Biyoçeşitliliği Nasıl Etkiledi?
Arkun Barajı Yaban Hayatı Projesi’nin en başta bölgedeki biyoçeşitlilik konusundaki duyarlılığı artırma noktasında olumlu etkileri bulunuyor. Proje dahilinde yürütülen çalışmalar, bölge ekosisteminin ve biyoçeşitliliğinin tehdidini önlemeye ve korunmasını güvence altına almaya yardımcı oluyor. Proje kapsamında yürütülen çalışmalardan bazıları şunlar:
- T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenen Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları (YHGS) içerisinde, yabani türlerin beslenmelerine yönelik DKMP iş birliğiyle bir çalışma projelendirildi. Kısa-orta ve uzun vadeli sonuçları beklenen bir tip alt proje geliştirildi ve uygulandı. Ekim, fidan dikimi ve aşılama aşamalarından oluşan proje kapsamında, ekimi yapılacak bitki çeşitleri bölge doğasında var olan ve canlıların beslendiği türler belirlenerek seçildi. Ardından bölgedeki yerleşim alanlarına bariyer olacak şekilde belirlenmiş uygulama alanlarına, bu türlerden aşılama çalışmaları yapıldı, fidanlar dikildi. Bu alt projenin uygulama alanlarının yaban hayvanı kullanım durumu düzenli olarak izleniyor.
- Bugüne dek 21 yaban keçisi yaklaşık bir yıl uydudan izlenmiştir. Çalışma, ülkemizde bir bölgede bu kadar çok yaban keçisinin uydudan izlendiği ilk çalışma niteliğindedir. Bunun yanında bu proje kapsamında 2022’de de ülkemizde bir başka ilk gerçekleşmiştir. Ekim 2022’de ülkemizde ilk kez bir çengel boynuzlu dağ keçisine iridyum uydu verici takılmış ve “Fırtına” adı verilen birey bugün uydudan düzenli alınan verilerle izlenmektedir. Böylelikle uydu vericilerle uzaktan izlenmiş türlerin bilinmeyenleri ortaya konacak, kayıt altına alınacak, analizlerle yeni ve gerçek bilgilere ulaşılabilecektir.
- Nehrin her iki yakasında birer adet gözetleme kulesi yapıldı ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne teslim edildi.
- İspir-Yusufeli yolunda DKMP ile yaban hayvanı geçiş noktaları belirlendi. Yol kenarlarına uyarıcı bilgilendirici levhalar yapıldı.
- İspir Verçenik Dağı YHGS’de bulunan yaralı yaban hayvanlarının DKMP’ye nakli gerçekleştiriliyor.
- Yaban keçilerinin çiftleşme ve doğum dönemlerinde yapılan tüm çalışmalara özen gösterildi, gösteriliyor.
- Eğitim-tanıtım çalışmalarında ilköğretim çocuklarına yönelik özel bir defter tasarlandı. Ülkemizde var olan flora ve fauna türleri hakkında kısa bilgilerin ve fotoğrafların bulunduğu, konuşturma sanatı kullanılarak hazırlanmış bu eğitici defterler öğrencilerle buluştu. Ek olarak yaban hayvanları temalı özel tasarlanmış logolu okul çantası, anahtarlıklar, afişlerle de bir etkinlik eşliğinde dağıtımları gerçekleştirildi.
- Bunların yanında şirket içi eğitim-tanıtım çalışmaları kapsamında online bir dergi ve yılda bir kez yaban hayatı fotoğraf yarışması düzenleniyor. Arkun Ana Santral binasında bir yaban hayatı tanıtım köşesi oluşturuldu. Verçenik Dağı Zirve Şenliği etkinliği kapsamında kurulan kamp çadırında 100 fotoğraflı bir sergi düzenlendi.
Arkun Barajı Yaban Hayatı Projesi kapsamında hayata geçirilen tüm bu çalışmaların ortak amacı yaban hayatına yönelik farkındalığı artırmak. Bu amaç doğrultusunda farklı kollardan çalışmalar yapılmaya devam ediliyor.
5. Türkiye’de Enerjisa Üretime Ait Kaç Adet HES Bulunuyor?
Enerjisa Üretimin Türkiye Genelindeki HES Yerleşkeleri
Santral Adı |
Lokasyon |
Kurulu Güç |
Devreye Giriş Tarihi |
Arkun Barajı ve HES |
Artvin |
245 MW |
2014 |
Çambaşı HES |
Trabzon |
44,1 MW |
2013 |
Dağdelen HES |
Kahramanmaraş |
8 MW |
2013 |
Doğançay HES |
Adana |
62 MW |
2017 |
Hacınınoğlu HES |
Kahramanmaraş |
142 MW |
2011 |
Kandil HES |
Kahramanmaraş |
208 MW |
2013 |
Kavşak Bendi HES |
Adana |
191 MW |
2013 |
Köprü HES |
Adana |
156 MW |
2013 |
Kuşaklı HES |
Adana |
20 MW |
2013 |
Menge HES |
Adana |
89 MW |
2011 |
Sarıgüzel HES |
Kahramanmaraş |
103 MW |
2013 |
Yamanlı HES |
Adana |
82 MW |
2015 |
Enerjisa Üretim olarak Adana, Kahramanmaraş, Artvin ve Trabzon olmak üzere toplam dört ilde işletmede olan 1350 megavat kurulu güce sahip toplam 12 adet hidroelektrik santrali portfoyümüzde yer alıyor. Adana’da bulunan Tufanbeyli Santralimiz ve Yamanlı II Hidroelektrik Santralimiz çevresinde başlatılan kelebek türlerini tanıtma ve devamlılığını destekleme çalışmaları da bu bölgede yürüttüğümüz diğer çalışmalar arasında.
Tufanbeyli-Yamanlı havzalarında yaptığımız çalışmalar ve belgesel projesiyle bölgedeki biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliğine katkıda bulunurken, Saimbeyli ilçesinde eko-turizmin gelişmesine de destek oluyoruz. Üstelik sosyal ve çevresel sorumluluk çalışmalarımızı HES bölgeleriyle sınırlı tutmayıp yenilenebilir enerjiyle ilgili toplumsal okuryazarlığı artırmaya yönelik de çeşitli yapımlar ortaya koyuyoruz. Aynı zamanda, “Her Fidan Bir Umut” projemiz ile Türkiye'nin en çok fidan dikme rekorunu elinde tutan enerji şirketi olma özelliğine de sahibiz. Bu proje ile ilgili detaylı bilgiye https://enerjisauretimherfidanbirumut.com/ adresinden ulaşarak 2023 dikim hedefimizin bir parçası olmak için başvuru formunu doldurabilir, dilediğin lokasyonumuzda senin adına da bir fidan dikilmesini sağlayabilirsin.
Enerjisa Üretim, sadece “Türkiye’nin enerjisi” olmak için değil, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir miras bırakmak için de var gücüyle çalışıyor. Tabii daha iyi bir Türkiye için hep birlikte el ele vermek şart. Siz de Enerjisa Üretimin sunduğu yeşil enerji çözümleriyle hem kurumunuz hem de doğa için büyük bir adım atabilirsiniz!
Kaynaklar:
- “Akarsu Ekosistemleri”, TEMA, (çevrim içi)
- “BM Sürdürülebilirlik Kalkınma Hedefleri”, Sürdürülebilirlik ve Kalkınma için Küresel Amaçlar, (Çevrim içi)
- Mahnaz Gümrükçüoğlu, Ogün Baştürk, “SÜRDÜRÜLEBİLİR SU YÖNETİMİNDE NEHİR KİRLİLİĞİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA”, TMMOB, (çevrim içi)
- “ÇED Nedir?” Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, (çevrim içi)
- “Çoruh ve Doğu Karadeniz Havzaları Taşkın Yönetim Planının Hazırlanması Projesi” T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetim Genel Müdürlüğü Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Daire Başkanlığı, 2020, (çevrim içi)