Güneşin Gücü ile Gıda Üretiminde Devrim: Agrivoltaik Tarım
Besin arayışında avcı ve toplayıcı kültürden yerleşik tarıma geçişe kadar her dönemde farklı metotlar keşfeden insanlık, çağın zorlu koşullarına yönelik yeni çözümler bulmak için bugün de canla başla çalışıyor. Bu yenilikçi adımlardan biri olan agrivoltaik tarım, gıda ve temiz enerji üretimini eş zamanlı olarak sağlaması yönüyle geleceğimiz için kuşkusuz ayrı bir önem taşıyor!
On binlerce yıldır tüm insanlığa sıcak bir yuva olan gezegenimiz, azalan kaynaklarına karşın gelişen ciddi talep artışları doğrultusunda, hemen her yıl daha da zorlaşan bir mücadele veriyor. Dünya nüfusunun hızlı artışı; tarım arazilerinin verimli kullanımını ve temiz enerji ihtiyacını daha da baskın hale getiriyor. Bu kapsamda, gıda ve enerji ihtiyacına yönelik sürdürülebilir çözüm arayışları devam ediyor. İlk kez 1982 yılında kurak alanların tarıma elverişli hale getirilmesi hedefiyle uygulanan ve literatüre giren agrivoltaik üretim uygulaması, tarımsal üretimi temiz enerjiyle gerçekleştirmeyi sağlayan çığır açıcı bir buluş olarak dünyaya umut ve ilham veriyor.
Türkiye’nin lider özel sektör elektrik üretim şirketi olarak, son dönemde agrivoltaik tarım alanında da ülkemiz için değer arz eden çalışmalara imza atıyoruz. Bu kapsamda sürdürülebilirlik alanında projelerimizi çeşitlendirerek Türkiye’deki ilk agrivoltaik tarım atılımını İstanbul Beykoz sınırları içerisinde yer alan Komşuköy’de hayata geçirdik. Gelin, bu değerli projenin detaylarına geçmeden önce agrivoltaik tarım hakkında ilgi çekici ayrıntılara daha yakından bakalım!
1. Agrivoltaik Tarım Nedir?
Agrivoltaik tarım sistemi (agrisolar sistem), aynı arazide birden fazla alanda üretime imkan tanıyan bir mekanizmayı ifade ediyor. Belirli bir toprak parçası üzerinde bir yandan fotovoltaik panellerle elektrik üretilirken, diğer yandan panel aralarında veya panellerin alt taraflarında tarım için uygun alanlar oluşturuluyor.
Agrivoltaik sistemde güneş panelleri tarım arazisinden yüksek noktalara yerleştiriliyor. Böylelikle hem etkin olarak güneş enerjisi üretilebiliyor hem de tarım bitkileri verimli bir şekilde yetiştirilebiliyor. Kısacası agrivoltaik sistemde, dünyanın sonsuz enerji kaynaklarından biri olan güneş (fotosentez dışında) insanlığın besin ihtiyacına yeni bir çözüm olarak sunuluyor.
2. İlkel Tarım Faaliyetlerinden Agrivoltaik Sisteme Yolculuk
İnsanlar -ne kadar zorlu koşullar altında kalsalar da- yüzyıllar boyunca yaşamlarını devam ettirecek çözümleri bir şekilde buldu ve bulmaya da devam ediyor. Esasında ilk tarım toplumları da bu konuya önemli bir örnek teşkil ediyor. İlkel tarımsal faaliyetleri incelemek için günümüzden yaklaşık 10 bin yıl öncesine yolculuk etmemiz gerekiyor. Nitekim günümüze ulaşan gelişmiş uygarlıkların temeli de, tarımı keşfeden toplumların bu faaliyetleri sürdürülebilir kılmak üzere yerleşik düzene geçmesine dayanıyor.
Agrivoltaik sistem, ilk kez 1982 yılında Goetzberger and Zastrow tarafından genel üretimi iyileştirmek için tasarlanmıştır.
Aradan geçen yüzlerce sene içerisinde çağdaşlaşan tarım faaliyetleri, teknolojik gelişmelerin etkisiyle odağına yenilenebilir enerjiyi almayı da başarmış görünüyor. Büyük toprak parçalarında az sayıdaki insan gücünden yenilenebilir enerji destekli tarım faaliyetlerine geçiş, elbette ki bir günlük bir süreci kapsamıyor. Çiftlik ekipmanlarına ve sulama sistemlerine güç sağlamak adına güneş enerjisine başvurulması yaklaşık olarak 1970'li yıllarda başlıyor.
3. Dünyadan Agrivoltaik Tarım Örnekleri
Her geçen dakika artan dünya nüfusuyla birlikte temiz su, gıda ve enerji ihtiyacı da hızla artış gösteriyor. Küresel nüfusun önümüzdeki 30 yıl içinde yaklaşık 2 milyar artacağını öngören Birleşmiş Milletler, nüfus patlamasından dolayı çok sayıda ülkenin acil gıda yardımına ihtiyaç duyabileceğini aktarıyor. Bu veriler ışığında temiz su, gıda ve enerjinin sürdürülebilirliği insanlığın geleceğinde kilit bir rol üstleniyor.
Covid-19 salgını, ülkeler arasındaki savaşlar ve dünyanın dört bir yanındaki ekonomik kriz, ne yazık ki gıda ve enerji fiyatlarının günden güne yükselmesine neden oluyor. Öte yandan, iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri ve verimi azalan hasatlar da dünya çapında gıda ve enerji güvensizliğine yol açıyor. Tüm bu etmenler, kıtlık riskiyle birlikte pek çok meyve ve sebzenin üretiminin durdurulmasında rol oynuyor.
Mevcut ve öngörülen koşullardan dolayı günümüzde her ülkenin, sahip olduğu kaynakları dikkatli kullanmasının yanı sıra dünyayı koruyacak planları da vakit kaybetmeden hayata geçirmesi gerekiyor. Zira insanlığın elindeki tarım arazileri ve çiftlikler, artık ne yazık ki nüfusun ihtiyaçlarıyla mücadele etmek için yeterli gelmeyecek gibi görünüyor. Peki agrivoltaik tarım sistemini çoktan hayata geçiren ve başarıyla uygulayabilen ülkeler var mı dersiniz? Hadi, bu ülkelere göz atalım.
Agrivoltaik Tarım sistemini başarıyla uygulayan ülkeler:
- Hollanda: Hollanda’da hayata geçirilen ahududu üretimi odaklı “BayWa r.e.” projesi, Avrupa'nın en büyük agrivoltaik tarım projelerinden biri olarak kabul ediliyor.
- Fransa: Ülkenin kuzeydoğusunda bulunan Amance kasabasındaki bir çiftliğin üzerine 5 binden fazla güneş panelinin yerleştirildiği bir pilot proje bulunuyor. Bu paneller, yoğun zamanlarda 2.5 megavat güç üretme kapasitesi barındırıyor.
- Yunanistan: Fotovoltaik sistemle aromatik bitkiler ve çiçekler yetiştiriliyor.
- İspanya: Gözlem altında yetiştirilen enginar ve brokoli gibi bitkiler, güneş panelleri altında gelişimlerini sorunsuz şekilde sürdürüyor.
- Güney Kore: Yürütülen bir proje ile fotovoltaik panellerin altında brokoli yetiştiriliyor. Brokolinin kalitesinin geleneksel yöntemle yetiştirilen brokoliden daha düşük olmadığı kaydediliyor. Aynı zamanda brokolinin tadında da önemli bir değişikliğe rastlanmıyor. Üstelik mahsullerin daha yeşil renkli olması, tüketiciler tarafından olumlu karşılanıyor.
- Belçika: Belçika menşeli VITO firması, çeşitli ortaklarla iş birliği içinde 2019 yılından beri Solar Crop projesini yürütüyor. Proje kapsamında, armut ağaçları ve ekili şeker pancarı alanlarının hemen üzerinde güneş panelleri bulunuyor.
SolarPower Europe tarafından hazırlanan Agrisolar Best Practices Guideline çalışmasına göre, güneş enerjisi Avrupa'daki ekilebilir arazilerin yalnızca yüzde 1'lik kısmına konumlandırılmış olsaydı dahi teknik kapasite 900 gigawatt'ın üzerine çıkıyor. Bu rakam, Avrupa Birliğindeki mevcut fotovoltaik kapasitenin 6 katından fazlasına tekabül ediyor.
4. Türkiye’nin Agrivoltaik Potansiyeli
Dünya genelinde 10 yılı aşkın süredir yapılan çalışmalar sonucunda uygulanabilir olduğu gözlenen agrivoltaik sistem, özellikle geniş topraklara sahip olmayan ülkeler için umut vadediyor. Üstelik bazı tarımsal mahsullerin güneş panelleri altında daha iyi gelişim sergilediğini gösteren bilimsel çalışmalar da bulunuyor. Dünyanın güneş enerjisi kapasitesini artırmak ve sürdürülebilir bir gelecek kurmak için güçlü bir çözüm olan bu sistem, Enerjisa Üretim öncülüğünde artık Türkiye’de de uygulanıyor!
Meyve ve sebze üretiminin yanı sıra Türkiye, tahıl üretiminden kabuklu yemişlere kadar hemen her gıda çeşidinde geniş bir üretim yelpazesine sahip. Dolayısıyla ülkemizin tarım sektörü, ekonomi ve istihdam için de büyük ehemmiyet teşkil ediyor. Türkiye, neredeyse yılın her dönemi doğrudan güneş alabilmesi ve geniş tarım arazilerine sahip olması ile agrivoltaik sistem entegrasyonu için de önemli bir potansiyel barındırıyor. Agrivoltaik projelerin başarılı olabilmesi için ise beş temel etken bulunuyor:
- İklim, Toprak ve Çevre Koşulları: Agrivoltaik tarım için ortam koşullarının hem güneş enerjisi üretimi hem de yetiştirilmek istenen ürünler veya yer örtüsü için uygun olması gerekiyor.
- Uyumluluk ve Esneklik: Agrivoltaik panellerin tarımsal faaliyetlerde verimlilik sağlayabilmesi için güneş enerjisi sahiplerinin ve çiftçilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanması gerekiyor.
- İş Birliği ve Ortaklıklar: Herhangi bir agrivoltaik tarım projesinin başarılı olabilmesi, gruplar arasında etkili ve doğru bir iletişim kurulmasından geçiyor.
- Konfigürasyonlar: Güneş enerjisi tercihi, güneş panellerine ne kadar ışık ulaştığından site düzenine ve altyapı çalışmalarına kadar pek çok faktörü etkileyebiliyor.
- Mahsul Seçimi ve Yetiştirme Yöntemleri: Bu aşamada paneller altında gelişebilecek ve yerel pazarlarda rahatlıkla satılabilecek mahsullerin seçimi önem taşıyor.
5. Enerjisa Üretim ve Komşuköy İş Birliği
Standart bir beslenme düzenine bakıldığında, yalnızca bir günde bile sayısız meyve ve sebze tüketiliyor. Kahvaltıdan öğle yemeğine, atıştırmalık molalarından akşam yemeklerine kadar tüm öğünler, tarım arazilerinde üretilen çeşitli mahsuller sayesinde sofralarımıza geliyor. Üstelik taze bitkiler, günümüzde pratik kullanımıyla dikkat çeken hazır gıdalara rağmen popülerliğini hiçbir zaman kaybetmiyor. Yenilebilir her bir bitkinin sağlığımız için sunduğu faydalar da elbette paha biçilemez!
Tüm faaliyet alanlarında sürdürülebilirliği ön planda tutan Enerjisa Üretim, geleceği koruyan adımları ve Komşuköy iş birliği ile Türkiye’yi yepyeni bir projeyle daha tanıştırıyor. Ülkenin hemen her bölgesinde tarımsal faaliyeti sürdürebilecek güçte olan bu proje, mevcut aşamada İstanbul’un Anadolu Yakası kuzeyinde bulunan Beykoz ilçe sınırları içerisinde yürütülüyor.
Enerjisa Üretim, Türkiye’de her çocuğun hak ettiği doğal ve temiz besinlere kavuşabilmesi adına Komşuköy İş Birliği ile hayata geçirdiği tarımda güneş enerjisi kullanımının öncülüğünü üstlenmeyi hedefliyor.
6. İkinci Faz da Devreye Alındı!
20 kW'lık bir güce ve 24 kW'lık bir depolama kapasitesine sahip olan Komşuköy tesisinde, gölge toleransı yüksek olan yaban mersini gibi çok yıllık bitkilerin yanı sıra ıspanak ve lahanagiller gibi tek yıllık bitkilerin de yetiştirilmesi planlanıyor.
Enerjisa Üretim ve Komşuköy, yapılan iş birliği kapsamında projenin ikinci fazına 2023 yılının ilk yarısında imza atacak. Üstelik Bandırma Enerji Üssü içinde bulunan hibrit güneş enerjisi santrali de Komşuköy agrivoltaik tarım projesinin bir parçası olacak. Bölgeden elde edilecek tarım ürünleri ise yerel halkın tüketimine sunulacak.
Yeni bir çiftçilik modelini inşa eden agrivoltaik tarım sistemini ilerleyen yıllarda ülkemizin pek çok yerinde görmemiz çok olası!